Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ne Yapma(ma)lı...!

Ramazan geldi hoşgeldi...Bu yılda Ramazan Ay'ını gördük şükürler olsun.Geçen yıldan bu yana kimler öldü kimler kaldı..bir dahaki Ramazanı da görmeyi nasip etsin Rabbim hepimize..Ramazan geldi de bakalım neler yapacaz nasıl değerlendirecez ..Bereketinden faydalananlardan oluruz inşaallah... Ne yapabiliriz/yaparız -1- -Tüm gün ''açım açım'' diye söylene söylene gezebiliriz. -Susuzluktan şikayet edip durabiliriz tüm gün. -Akşam iftarda yiyeceklerimizin hayaliyle geçirebiliriz günümüzü. -Ya da şöyle şatafatlı iftarlar verebiliriz konu komşu hayran kalır soframıza. -Ramazan Ay'ını sadece aç kalarak geçirmemiz de olası. -Televizyonda yoksulları izleyip ''ah vah, yazık..''gibi cümleler kurup onlar için kılımızı bile kıpırdatmadan bir Ramazan geçirebiliriz. -Günün yarısından fazlasını uyuyarak da geçirebiiriz.Malum sıcaklar da var günü en kısa zaman da bitirmenin en kolay yoludur uyku.. -Ramazan da bir yılda yemediğimiz kada

Dost'a Bakışım

  Bir çok yerde tekrarlamışımdır.Ben çoğunlukla dost olan ama dost bulamayan biriyimdir.Yo öyle kendimi beğenmişliğimden değil inanın..Yapım öyle ve çok uğraşsam da değiştiremiyorum.Gençlik yıllarımda(18li çağlar) derdimi sıkıntımı yaşadıklarımı önce günlüğüm sonra da annemle paylaşırdım.Annem derdi ki;''Kızım lütfen yaşadıklarını başkalarından duymayayım önce bana anlat ben sana hiç bir zaman yanlış şeyler söylemem'' onun için hep annemle paylaştım sırlarımı...(sır dediysem öyle ufak tefek şeyler ya,şimdikiler gibi gizli saklı entrikalar değil)    Hayatımın hiç bir döneminde arkadaş yokluğu çekmedim..Hiç kimsenin olmadığı yerde bile börtü böcekle arkadaşlık yapabilecek bir yetenek vermiş Allah bana..İlla bulurum kendime arkadaş..Hoş ilk bakışta beni pek sevmeye bilirler çünkü ilk anda tepkisizimdir de sonrasında sevmezse ağzından girer burnunda çıkar sevdiririm kendimi ;) Egom konuşmuyor inanın,sadece bu özelliğimi seviyorum ve anlatacağım konuyla alakalı olduğu için

Hayat Bazen ''Hüzünlü Tebessüm''Tadında (''Hüzünlü Tebessüm sözü çalıntıdır )

  Bazen hayat içinde geçen olaylarla ve içinde barındırdığı insanlarla sizi değiştirmeye uğraşıyor gibi gelir size ( yoksa bir tek bana mı böyle geliyor ..olabilir de )ama her şeye rağmen sizi siz yapan düşünce zincirlerinizi koparamazlar.Üstünü örterler ama o zincirleri tamamen koparıp yok edemezler.İçinde hüzün ve mutluluğu barındıran bir cümle oldu bu.Sizin siz gibi olmanıza köstek olmaları( bak bu kısın bildiğin hüzün ) ama tüm kösteklere rağmen sizi kendilerine benzetememeleri ( bu da iyi haber kısmı )   Sevdiğiniz insanlarda yapabiliyor bunu.Sizi, kendilerinin oluşturdukları kalıplara sıkıştırmaya çalışmak...Söyleseniz bunu  kabul etmeyeceklerdir ama durum bundan ibarettir.Ya giyiminizi, ta tepkilerinizi, ya düşüncelerinizi ya da hareketlerinizi yadırgarlar/yargılarlar.Bu, kendi kalıplarına göre size bakıp ,kendilerini doğru görüp sizin fikirlerinizi yok saymak değil mi(sorarım size değil mi .? ( Evet evet itiraz etmeyin durumun özü bu) Onların düşünce kalıplarına uymuyorsa

Konya- Nevşehir 223km

Ve yola çıktık.. Kısa süreli de olsa tatil yaptım sayılır.Amaç gezmek görmekse ben bunu en çok merak ettiğim şehirlerden bir kaçında yaptım çok şükür..Geriye kaldı 10 il daha.gidip görmek istediğim ülkeler kısmına girmiyorum bile ... Öncelikle Konya'dan başlamak istiyorum yorumlarıma..Yol üstündeki diğer şehirlerden başlamalıydım ama benim için özel bir olaydan dolayı Konya'dan başlamayı seçtim.Konya'ya en çok gidip ziyaret etmek istediğim yer Şemsi Tebriz'inin kabriydi.. Şükür ziyaret edebildim.. Konya güzel ve düzenli bir şehir.Temiz olmasını da eklemeliyim...Dikkatimi çeken olumsuz bir kaç şey de; trafikte şoförlerin yayalara pek de saygılı olmadığıydı (Konyalılar kızmasın lütfen) Yaya geçidinden geçerken bile karşıdan gelen arabalar korna çalıyorlar (çabuk geç yoksa ezeriz der gibi) Bir de ''etli ekmek'' beni hayal kırıklığına uğrattı.Etli ekmek deyince karşımda lahmacunvari bir şey beklemiyordum .Daha çok pide üzerine fırında pişmiş et gibi

Allah Aşkına Yardım Edelim ..!

'' Kuraklık ve açlığın her zaman olduğu gibi yine çocukları etkilediğini ifade eden Güzel, gezdiği kadın ve çocuk hastanesinde gördüklerini de şöyle anlattı: ‘’ Mogadişu’ya ulaşabilen insanlar bitkin düşüyorlar. Yeterli düzeyde beslenemedikleri içinse durumları ağırlaşıyor. Kadın ve çocuklar artık yürümeyi bırakın yere bile basamıyorlar. Çok acı bir benzetme olacak ama çocuklar adeta iskelet şeklindeler. İncelemede bulunduğumuz bir hastane de küçük bir çocuğun yüzü sineklerden görünmüyordu. Serum bağlanmıştı fakat çocuk gözleri sabit bir noktada tutamıyordu  Hayatım boyunca kendimi bu kadar çaresiz hissetmedim. Gözlerimin önünde bir çocuk yavaş yavaş ölüme gidiyor ve bense hiçbir şey yapamıyorum.’’( İHH sitesinden Alıntı ) '' Mü’minler birbirini sevmede, birbirine acıma ve şefkat gösterme husûsunda bir vücûd gibidir Vücûdun bir uzvu rahatsızlanırsa, diğer uzuvlar da uykusuzluk ve ateş ile onun acısına ortak olurlar Buhârî, Müslim'' ''  İbn-i Abbas’dan

Türkiye'de Hepimiz Kardeşiz...

V atan için  canlarını verdiler.Bize de bu emaneti en iyi şekilde birlikte korumak düşer. . Benim en yakın arkadaşım bir Kürt.Ve bu ,bu ülke için gayet doğal bir durum.Çünkü  ırkı ne olursa olsun bu ülke üzerinde hepimiz kardeşiz.Klasik bir cümle olacak ama çok da güzel olacak,bu ülke için atalarımız canları pahasına savaşmışlar.Ben Türk'üm sen Lazsın sen Kürtsün diye kavga etmemişler.Tek bir yumruk olmuşlar bu vatanı kurtarmak için savaşmışlar.Rabbim hepsinden razı olsun,mekanları Cennet olsun... Ben ülkemde ırk sorunu olduğuna inanmıyorum.Irklar arası sorun varmış gibi gösterilmesinin altında ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar bulunuyor...Kürtlerle p..'lıların birmiş gibi gösterilmesine de karşıyım...Bu ülkenin Kürtlerle ya da başka hiç bir ırkla sorunu olduğunu düşünmüyorum.Sorun olan sadece p.. yani dıştan yönetilen,Türkiye'yi karıştırıp/bölmeye çalışanların bir araya toplandığı yer. Biri bana şunu söylesin;Kürtler hangi okullara giremiyor( başörtülüler giremiyor

Hayırlı Kandiller...

Berat Kandili  (Berâet Kandili), İslam dininde kutsal kabul edilen gecelerden biridir. Şaban ayının on dördüncü gününü on beşinci gününe bağlayan gecesi Berat gecesidir. Osmanlı İmparatorluğu'nda II. Selim'den itibaren minarelerde kandil yakılmasıyla kandil adını almıştır. Berâet, temize çıkma anlamına gelir. Bu geceye, bereketli ve feyizli bir gece olması sebebiyle  mübarek gece ; günahların affı ve kulların temize çıkarılması sebebiyle  Berat gecesi  ve kulların ihsana kavuşmaları nedeniyle de  Rahmet gecesi  gibi adlar da verilmiştir. Müslümanlar bu geceyi ibadet ve taatle geçirmenin pek çok sevabı ve feyzi olduğuna inanır. Bu konuda Resul-u Ekrem şöyle buyurmuştur: "Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (kandilden sonraki gün) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: 'Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayı

Benim Aynam!

Sevinçlerini kolay paylaşan ama sıkıntılarını paylaşamayan bir yapım var.Öyle ki sıkıntılarımı annemle bile paylaşmaktan sakınırım, kendi sıkıntılarımla sevdiklerimi de sıkmamak adına.Sıkıntılarımı bile paylaşabileceğimi düşündüğüm çok da fazla kimse olmadı hayatımda.Hoş düşündüğüm dediğime bakmayın ben o derece güvendiğim dostlarımla bile sıkıntılarımı paylaşmadım şimdiye kadar.Bu derece güvendiğim ve bir o kadar sevdiğim bir arkadaşım var.Ondan bir kaç defa bahsetmiştim yine yeniden kendisini anmak istiyorum.. Onunla ilk tanıştığımız gün sanki 40 yıllık dostmuşuz gibi sohbete başladık ve hep de öyle devam etti çok şükür..Başlarda çok da ortak yanımız yoktu ama sonradan öyle çok ortak yanlar bulduk ki...O, hayatımda tanıdığım en komik insanlardan biri.O espri yapmaz çünkü doğal bir komik yanı vardır.Ne yapsa içinden gülecek bir şey bulursunuz. Hiç aynı anda aynı şeyleri söylediğiniz, her seferinde aynı şeyleri düşündüğünüz, onu düşündüğünüzde telefonunuzun çaldığı ve onun sizin

Bir Kaç Anı...

Geçtiğimiz haftalarda bir söze katıldık.Oradan küçük bir anı...Kuzenimle oturuyoruz mekanda ve hiç kimseyi tanımadığımız ve zaten uzun zamandır da bir birimizi görmediğimiz için sohbet ediyoruz.Yaşlı bir teyze de(ki evin anneannesi oluyormuş sanırım) sürekli bizi izliyor.Biz tabi her zaman ki gibi (hafiften) gülme krizleri geçiriyoruz kendi aramızda) etrafa belli etmemeye çalışarak (ee rezil olmak var işin ucunda)Neyse teyze sürekli tebessümle bizi izlerken kuzenim teyzeye dönerek:''Sen şimdi bunlar ne kadar mutlular ne güzel sohbet ediyorlar diyorsundur ,hiç boşuna bakma ,biz kuzeniz,çok da mutlu değiliz ve ben de 30 yaşındayım.'' dedi.O an koptuk ama..Kuzene dedim ki: ''Ya ne alaka senin yaşın...Sen en iyisi hazır böyle şık ve güzel görünüyorsun kimseyle ağzını açıp konuşma'' İşlerden dolayı canı çok sıkıntı onun için ''Ben sinirden ne yaptığımı ne dediğimi de bilmiyorum bu gün'' dedi.İş hayatıyla ilgili sorunları vardı sinirli olmakla

Herkes Kendi Cümleleriyle Tamamlanır....

-Kavga etmek isterdim aslında...!Ama sonucu olmaz ki... Karşımdaki insan haksızsa ve bana ithamlarda bulunursa..Ama artık uğraşmıyorum ''Ben sandığın kişi değilim''demek için ve susuyorum karşımdaki anlamaktan uzaksa cümlelerimi...Ne gerek var doğruları anlatmaya, anlamayacağını gerçek anlamda dinlemeyeceğini bildiğin kişilere! -Tepkilerimi saklamayı da hiç öğrenemedim-öğrenmeye çalıştım mı onu da bilmiyorum-o an tepkimi bakışlarımla ya da tek bir sözümle belli ediyorum.İşin kötüsü tepki vermesem bile günü geldiğinde yapılan kötülüğü ima ediyorum( bu huyumu sevmiyorum ama değiştirmek için uğraşıyorum) -Gülümsemeyi ve dinlemeyi seviyorum.Yaşlıların hayat hikayelerini dinlemeyi deneyin sessizce..Anlatacak ne çok şeyleri oluyor ,neredeyse nefeslerinden kısıp devam ediyorlar hikayelerine.Yaşanmışlıkları ve tecrübeleri ,hayranlık uyandırır cinsten... -Şimdilerde bu değişti ama önceleri hiç meraklısı olmadığım halde dostlarımın yapmaktan hoşlandıkları şeyleri yapar

Siz,Siz Olma yolunda...

''Hiç kimse beni anlamıyor.'' diyorsunuz bir dönem.Kimse sizin ne demek istediğinizi anlamıyor, sürekli kendince yorumlar yapıyor.Siz aslında öyle demek/yapmak istememişsinizdir de onlar yanlış algılamışlardır.Ya da her düşünceniz yanlış bulunmuş her yaptığınız yanlış bulunmuştur...Kimseye fazla  kulak asmadığınız halde yine de içten içe şikayet edersiniz; sizi anlamadıklarından ya da yanlış anladıklarından dolayı.Siz doğrusunuzdur da kimse neden kabul etmek istememektedir bunu bir türlü anlamazsınız,üzülürsünüz,kızarsınız ...İnsan özgürdür özgürlüğü başkalarının beklentileriyle sınırlandırılmamalıdır..Sonuna kadar savunursunuz bunu ve böyle de yaşamaya çalışırsınız,adınızın asiye çıkmasını göze alarak...Siz, siz olmaya çalışırken kimse size karışmamalıdır ama anlatamazsınız...Hep içe atar üzülür,kırılır çoğu zaman da kızarsınız. Aşarsınız bir süre sonra bunları.Şimdi daha dikkatlisinizdir yanlışlarınızı kendiniz görüyorsunuzdur ,öz eleştirileriniz çoğalmıştır yaşam iç

Ne Yapacağım Belli Olmaz! #mim

Sevgili Gelibolu17 tarafından mimlenmişim.Dostun ricası bizim için emirdir onun için ben de mim sorusuna cevabımı paylaşayım sizlerle... " Evinizde yangın çıksa ve tek bir eşya kurtarmak zorunda kalsanız, neyi kurtarırsınız   ?" Allah muhafaza yangın çıkmış olsa değil bir eşyamı kendimi kurtarabilir miyim onu da bilemiyorum.Korkudan şok geçirip orta yerde kalabilirim de...Ama eğer aklım başımdaysa(tabi bu da bir ihtimal) sevdiklerimi/canlarımı kurtarmak gelir ilk aklıma.Eşyalarım aklıma gelmez sanırım..Belki cüzdanımı alırım (inanın belki )o da kimliklerim yüzünden... Bu soruyu cevaplarken aklıma 1999 depremindeki halim geldi.O günleri Allah bir daha yaşatmasın ama ben size depremdeki  halimi anlatmak istiyorum...Gölcük depreminde sallantı sonrası tüm bina aşağıya inmiş biz evdeyiz.Dışarı bir baktık tüm bina bahçede korkmuş toplanmış.Ben aşağıya indiğimde üzerimde gömlek,yelek,hırka üstüne mont;ayağımda kalın çoraplar ve kışlık bir ayakkabı ve kolumda çantam vardı.(A

SEVMEK

''Sevmek her şeyden sevgiliye yol bulmaktır. Her şeyle ,her şeyden BİR şeye gitmektir.'' İsmail Akarcan

Sarsıntılar Olmuyor Değil Hayatta...!

İnsanın psikolojisi, bir nedenden bir sarsıldı mı kendine gelmesi biraz zor oluyor...O dönem içerisinde başınızda bir duman haliyle geziyorsunuz sanki ve kendinizi tanıyamıyorsunuz..Bu nankörlük olarak algılanmamalı bence,kişinin yaşamı içerisinde ummadığı şeylerle karşılaşınca bu tarz tepkiler/tepkisizliklerde bulunması doğal ...Ummak güzeldir ama ummadıklarınızın ani sarsıntıları sizi de ister istemez sarsıyor belki de ''kendine gel, olman gereken değilsin şaşırma''diyor bu sarsıntılar.Bilemiyorum hayat üzerine fazla yorum yapmakta ne kadar doğru bilemiyorum..ama her kişi sarsıntılar yaşıyordur yaşamın içinde..Rabbim üstesinden kalkamayacağımız sarsıntılardan uzak etsin bizleri ve sevdiklerimizi(amin) Not:Yazın blogu biraz boşluyorum ama yazmayı da özlüyorum.Belki de alışkanlık oldu.Burada sıkıntı ve mutlulukları paylaşmak daha güzel/kolay/beklentisiz/korkusuz oluyor ve bu da alışkanlık oluyor işte..Seviyorum blogumu dersem yalan söylemiş olmam yani..

Yaşamadığımızı Eleştirmesek.....

 Zaman ilerledikçe yaş bir üst kata çıktıkça çok daha olgunlaşacağınızı daha az hatalar yapacağınızı düşünüyorsunuz....Öyle olmuyormuş, evet önceki yanlışlarınızı yapmamayı öğreniyorsunuz kendinizce dersler çıkarıyorsunuz ama her yeni gün/zaman yine yeni farklı duygular hatalar sokuyor hayatınıza..Sonra ondan ders almalar o yeni duyguları tadıp bazen hatalar yapıp doğruyu öğrenmeler ya da başkalarını görerek doğruyu öğrenip hayatın diğer basamağına geçmeler...Bir döngü sanki hayat..Bu gün farklı şeyleri yaşayıp öğreniyorsunuz (ki hayatın içinde öğrenmek bence yaşamakla eş değer) yarın belki de hiç aklınızda olmayan/hiç ummadığınız hatta'' asla asla'' diye kendinizden uzak tuttuğunuz şeyleri yaşıyorsunuz ve ruhsal olarak ya bir adım öne gidiyorsunuz ya da geriye dönüyorsunuz..Hoş yaşam içinde geriye dönüşlerde düşününce ; kaldığınız dersi alttan almak gibi bir şey...  Herkesin hayatı ayrı bir dünya çöz çözebilirsen.Daha kendi hayatımızı anlama yolunda ilk adımlardayke

Sorulara Cevaplarım Hep Kendime

Bana nasıl olduğumu soruyorsun.Nasıl olduğuma cevap verirken hep çoğunu kendime saklayacağım gerçeklerimin/yaşadıklarımın...Bana nasıl olduğumu soruyorsun.Cevap verirken hep yarım olacak cümlelerim ve senden saklayacağım.Bana nasılsın diye sorarken tam cevabı sadece kendime vereceğimi de kabullenmelisin..Ben de başkaları gibiyim, ben de senin gibiyim ''Nasılsın?'' sorusuna yarım cevaplarımda...! Bana sorduğun her sorunun cevabının en doğrusunu ben hep kendime vereceğim...! Cevaplarımda gizlilerim açıklarımdan daha çok herkes gibi... Hep kendime saklı cevaplarım...