Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Haftanın Başına, Haftanın Sonundan Hatıra...

Çınarcık Neşemin yerinde olduğu her gün büyük nimet benim için.Neşemi bir ara kaybetmiştim, çok şükür ara ara geri geliyor artık yanıma ben de bu sefer kıymetini biliyorum, doyasıya yaşıyorum onunla...Anın kıymetini bilmeliyiz doğru bir laf ciddiye almak lazım.Yok yok çok da ciddi yazı yazmayacağım bu gün.Aklımda pikniğe gitmek vardı ama nasip değilmiş biz de sahile doğru indir yedik içtik biraz da gezdik... Herkes küçük bir sahil şehrinde oturmak ister bense deniz kenarında küçük bir ilçede oturuyorum ama bir türlü sevemedim buraları (ilimiz konunun dışında )Yazın iğne atsan yere düşmediği için gelemiyoruz sahile,kışın da in cin top oynuyor bir de rüzgar zirve yaptığı için yaklaşamıyoruz denize.İşte biz de bahar aylarında fırsat değerlendirip geziniyoruz ara sıra denizin kenarında usul usul...Ya kafam bi dünya onun için kurduğum cümlemsilerin (!) kusuruna bakmayın e mi.Siz yine de gelin görün buraları.Yeşili ve mavisi güzeldir buraların.Benim tercihim orman ve deniz bir arada ye

KÜTÜPHANE KURUYORUZ.. KİTAP KAMPANYASINA KATILIR MISINIZ?

İlk gelen emirdi ''Oku''emri.. Buna karşı okumadığımız her an için biz kayıplardaydık; bunun farkında bile değildik. Okumak insanı Rabbimize, okumak insanı kendine ve okumak insanı insanlığına yaklaştırıyor. Okumak; düşünmeye itiyor, okumak her durumda kazandırıyor. Bilirsiniz öyle beylik laflar etmeyi bilemiyorum ama kısa ve öz bir şekilde anlatmak istiyorum maruzatımı. Yalova'nın Çınarcık ilçesinde  bu yıl açılan İmam-Hatip Ortaokulu'muzun , bir kütüphanesi  yok. Malum yeni okul olunca, her şey sıfırdan başlıyor. Ben de düşündüm ki; (şimdilik 2 sınıflık) bu yeni okulun kütüphanesini bizler oluşturabiliriz.100 temel eser başta olmak üzere okuma kitapları toplayabiliriz kendi aramızda. Böyle bir kampanya sayesinde  bizim o küçük kardeşlerimize güzel bir armağan olur gönderdiğimiz kitaplar. Okumak her durumda insanı yükseltiyorsa, bizim de bu yükselişte merdiven basamağı olmamız imkansız değildir diye düşünüyorum. Sizlerden de desteklerinizi be

Takip Ederken Nelere Bakıyorsunuz ?

Blogları takibe alırken neye dikkat ediyorsunuz merak ettim.. .Bir çok blog var ki yazı konusunda harikalar ama izleyici sayıları çok az , ben bu işten hiç bir şey anlamıyorum.Bu kadar güzel yazan bloggerlerin izleyici sayıları az olduğunda şaşırıyorum.Madem yazıları dikkate alıyoruz eee o zaman neden ciddi ciddi yazanları takip etmiyoruz kaardeşim ;) Ben de bir çok blogu takip ediyorum ;ilk başlarda fazla dikkat etmiyordum takip ettiğim bloglara (ki çoğunu takibimden çıkarmışımdır)  Şimdi ise daha seçiciyim;yazılarına bakıyorum daha çok günlük tarzda yazanları takip ediyorum,netle ya da bloglarla ilgili yardım alabileceğim siteleri de takip ediyorum,özellikle fotoğraf yayımlanan blogları takip ediyorum, bir çok yazardan oluşmuş blogları/siteleri de takip ediyorum bir de beni takibe alanları saygısızlık olmasın diye geri dönüp  takip ediyorum :)... Fakaaat çok site/blog takip ediyor olsam da sürekli yazılarını takip ettiğim kişiler, takip ettiğim blog/site sayısıyla aynı değ

Karanlıkla Aydınlık Arasında Gel-Gitlerim

Sürekli olumsuz telkinler duymuşuzdur sağdan soldan din adına...O günah bu günah şu günah,şöyle yaparsan yanarsın böyle yaparsan zebaniler karşılar Cehennem kapısında, şöyle mükemmel olmalısın yoksa kurtuluşun olmaz, öyle giyinme, böyle yeme,şunu söyleme,şunları dinleme,böyle davranma,ölünce şöyle korkunç manzaralarla karşılaşırsın...Ne bileyim bu ve buna benzer bir çok ürkütücü telkinler duymuşuzdur yaşamımızda uzun bir süre.Üstelik siz doğruyu yapmaya çalıştığınız halde duarsınız bunları ve zamanla aşılmaz günahlar içinde battığınızı düşünmeye başlarsınız.  Sonra birileri çıkar Din sevgidir Allah insanları sevgi için yaratmıştır der.Ama siz o kadar korkutulmuşsunuzdur ki Allah- Din ile, artık sevgi kısmını çok zor algılarsınız ya da algılamak /anlamak için çok çaba sarfedersiniz.Korkular beyninizde öyle bir yer etmiştir ki aslınızı unutmuşsunuzdur ve Yaradanın ''Rahman ve Rahim''ismi üzerinde tefekkür etmek aklınıza çok az gelir olmuştur.Her yaptığınızın eksik olduğ

Kendimle İlgili Zanlarım

Herkes tarafından zanlara maruz kalabiliriz.Hatta bazen dostlarımız tarafından bile zanlarla algılanabiliriz.Bu artık doğal gibi görünmeye başladı bana.Dedim peki madem herkes zanlarıyla bakıyorsa bana ,benim onlardan neyim eksik ben de uzaktan zannederek bakabilirim kendime!..Dedim ve şöyyle uzaktan bir baktım ''Pabuç''denen bana (kötü bir cümle oldu ama geri dönüp düzeltmeyeceğim yinede) Ben(başka biri olarak),beni yeni tanısam şöyle zanlarım olabilirdi; -hımm pek de sessiz ve suratsız  biri.... -Hiç gülümsemez mi bu ya hu,duruşa bak tüüü... -hım sessiz değilmiş sadece konuda seçiciymiş bak görüyormusun işine gelince ne güzel de katılıyor sohbete.. -Biraz ukala sanırım baksana bir başladı susmak bilmiyor, -Neymiş el sanatlarında iyi değilmiş de sıradan işlere ayıracak zamanını insan kitaplara ayırmalıymış da mış da mış sen çok okuyorsun da görüyoruz seni ,bilmiş bilmiş konuşup canımızı sıkmasan olmaz... -Mubarek avukat sanki, kimse hakkında konuşturmuyor h

İyi ki Doğmuşsun/uz...

Allah aşkına bundan başka profil resmi  bulamadın mı haci ;)  Yıllar yıllar önceydi sizin ilk blog yazınızı okumam (demek isterdim ama) sanırım 1.5-2 yıl önceydi ilk yazınızı okuyup ''Amaaan bu da ne ters biri böyle'' dediğim günler.Bir,iki derken bir de baktım tüm yazılarınızı okumaya başlamış ve bir de utanmadan ''Acaba bir daha ne zaman fotoğraflı post girer'' bloguna diye de  beklemeye başlamıştım.Sanki yazılarınızı okuduğumda beni taçlandıracaklardı ,ben de hayret bir şeyim yani...Yazılarıma yaptığınız yorumları da,yaptığım yorumlara verdiğiniz cevapları da tebessümle okuyorum, neden mi? Tabi ki çok eğleniyorum ...Gerçi artık ne yazıyorsunuz ne okuyorsunuz ne de yorumluyorsunuz ya neyse...Hatta,neeeeeeeeyse!  Yiğidi dövelim ama hakkını yemeyelim! Şimdi hanımefendiler beyefendiler,Nutukçu (şahsı muhterem) iyi yazıyor,samimi yazıyor, dürüst yazıyor üstelik çok iyi fotoğraflar çekiyor, okuyarak değil gezerek görerek öğreniyor sonra da

Herkese mi Sabretmeliyiz ?

Şimdi dostlar bilen bir ses versin bana.İnsanlar başka insanların kötülüklerine ,aptallıklarına sabretmek zorunda mı? Sabır tavsiye edilmeli ama bunun seçenekleri var mı? Bir insan size her defasında aynı fenalığı yapıyorsa her seferinde buna sessiz kalıp susmalı mısınız ? Başıma geldiği için sormuyorum ama etrafımda çok görüyorum bu tarz şeyleri.Sürekli birileri birilerine baskı uyguluyor.İnsanlar kendilerini otorite olarak görüyor ve birilerini de bir şekilde boyunduruk altında tutmaya çalışıyorlar.Gerçi onlara sorsanız bu hükmetmek falan değil sadece lafı dinlensin istiyorlardır.....Pabucumun hükümdarları!  Kimsenin kimsenin hayatına hükmetme hakkı olabilir mi ? Ve böylelerine susmak sabretmek zorunluluğu var mı ? Yoksa davranışlarını yüzlerine söyleyip hadlerini hatırlatmak mı lazım? Biz kimiz ki! Kimse bize karşı kötü olmasın demiyorum ama hayatınızın gidişini olumsuz etkiliyorsa bazıları siz buna nasıl yaklaşmalısınız..Ezilen sevdiğiniz kişiler olunca insan bu soruları soruyor

Yalan

Ali Atay (nam-ı diğer Mecnun) yazmış, Mehmet Erdem de seslendirmiş..Pek de güzel olmuş.

Cevapla Demişler Cevaplayalım ....

http://kavanozdakibeyin.blogspot.com/2012/09/mim-favori.html  cevapla demiş ben de madem işim yok cevaplayayım dedim :)  1) Favori rengin? : Dönem dönem değişiyor kullandığım renkler ama sevdiğim üç renk var.Mavi-Yeşil-Kahve rengi ve tonları. 2) Favori hayvanın? Favori hayvanım yok.Bütün hayvanları seviyorum mümkün olduğunca uzaktan ama.Bir de tırtıldan inanılmaz tiksiniyorum.İlla ki özel bir hayvan yazmam gerekirse kuşlar ve balıklar ilgimi çok çeker.Yaşantılarından dolayı..    3) Favori sayın? Her hangi bir sebebi yok ama 9 sayısı hoşuma gider :) Ben de bir anısı yok ya da bana kazandırdığı bir şey yok... 4) Favori içeceğin? Cintonik..Peki tamam inandırıcı olmadı.Su sevdiğim içecek.Eskiden kahveyi çok çok çok severdim şimdi onu da pek aramıyorum. 5) Facebook? - Twitter?   Kesinlikle twitter..   6) Tutkunuz?  İyide doğruda kalabilmek... 7) Hediye almak mı vermek mi ? Hediye vermek..Mutlu etmek daha çok hoşuma gidiyor sanırım.. 8) Favori gün? Cuma-Cumartesi

Güzel Hafta Sonu

Güzel bir hafta sonuydu.Kuzenim yanımdaydı.Sohbet de gezme de güzeldi onunla.İnsanın kardeşi gibi sevdiği kuzenlerinin olması çok güzel bir nimet.Bir birini anlayan kişilerin akraba olması da ayrı bir güzellik...Kısa ama dolu dolu bir birliktelikti şükür ...Bir birimizden çok şey öğrendik ,bolca güldük ..İyi geldi ikimize de... İlk etapta her şeye iyimser baktığımız,insanlar düzelir diye uzun süre boşu boşuna sabrettiğimiz,insanların arkamızdan konuştukları halde rahatlıkla yüzümüze gülümseyebildikleri ve bunu da normal karşıladıkları,dostluğun  artık anlamını yitirdiğini  nadir bulunan olduğu,insanlar için doğruyu öğrenmenin bir anlamı olmadığı ve onlardan bunlardan duyduklarına inanmak gibi kötü bir kolaya kaçmayı seçtikleri,sevdiğimizi söylediğimiz kişileri anlamak için dinlemediğimiz gibi sonuçlara vardık sohbetlerimiz sonunda.Bir de ''güven''kelimesinin yakında yalnız sözlükte rastlanan bir kelime olacağı sonucuna bile vardır. İnsanların mutluluk oyunları oyn

Aşka Dair

Adını duydum ve tabi ki hemen aldım.Yeni kitap aldığımda çocuklar gibi seviniyorum.İskender Pala kitabı okumak beni  dinlendiriyor,huzur veriyor ve mutlu ediyor. Kitap hakkında yorum yapamıyorum okuduğum zaman yorumlarımı da ekleyeceğim inşaallah..''Ey Okuyucu..''diye başlamış hocamız kitaba ,bakalım neler diyor bizlere aşka dair.. Kitabın ikinci paragrafı, kitabın içeriğini güzel anlatmış: ''Biliyorum,aşkı merak ediyorsun.Zaten sen merak ediyorsun diye aşka dair pek çok kitap yayımlanmış durumda.Elbette alıp birini okuyabilir,aşk hakkında bilgi veya fikir edinebilirsin.Bu sayfanın arkasındaki yazılara gelince,onlar hakiki aşkı tanımak isteyenler içindir.Okursan eğer,belki seni aşkın hakikatine götürmez ama o yolda daha evvel yürümüş olanların tecrübelerini sana bütün derinliğiyle ve içtenliğiyle anlatır.''

İnanan İnsan....

İ nanan insanın yüzünde güleçlik vardır, kalbindeyse hüzün. Gönlü herşeyden geniştir, nefsi herşeyden alçak. Yücelikten nefret eder, şöhrete düşmandır, gamı gussası uzundur, düşünmesi derin, susması fazladır. Vakti yoktur, çok şükreder, çok sabreder, düşünceye dalmıştır. İhtiyacı olanları görünce, kendi ihtiyacını hatırlamaz bile. Huyu güzeldir, geçinmesi hoş ve yumuşak. Şeref bakımından serttir, huy bakımından alçak.(Hz.Ali) HAYIRLI CUMALAR...Rabbim her ne sıkıntınız varsa gidersin ,dualarınızı kabul etsin ve her şeyin hayırlısını versin hepinize/hepimize...İhtiyaçlarımızı O'ndan iyi bilen olamaz, tüm acizliğimizle ve sevgimizle onun kapısından ayrılmayalım inşaallah... Yüreklerimizi sevginle ve ilminle süsle Ya Fettah...

Kala Kalmak!

Kendi oluşturduğun tepeler de kala kalmak..Sevmek ama onun da ''acaba''sını sorgularken, yarı yolda kala kalmak...Zirvelere çıktığın anda da dibe vurduğun anda da kala kalmak..Ne geriye gidebilmek ne de ileriye adım atabilmek, An'ın içinde sıkışıp kalmak...An'ı yaşamayı isterken bile tedirgin olmak...

Kral Kalp

Ebu Hureyre der ki:''Kalp bir kral ise,organlar emrine amade askerler gibidir.Kral iyi davranış içinde olursa,askerler de ona uyar.O fenalık yararsa ,emrindeki askerler de fena davranır.Göz der:''O halde ey kalp,kendini de beni de helâka sürükleyen sensin.Seni perişan eden yegâne şey,Allah'ın sevgisinden,zikrinden ve emrettiklerinden uzak kalmandır.Sen başkasının sevgisini O'nun sevgisine tercih ediyorsun ve aşkın yükünü bana yüklüyorsun.Şimdi ağlayan benim,yanan sen.Ne sen beni kurutabilirsin, ne ben seni söndürebilirim.Ben su serptikçe senin alevin artacak,sendeki ateş arttıkça ben daha çok yaş akıtacağım. Not. Tekrar tekrar okuduğum ''Kitab-ı Aşk-İskender Pala''kitabından alıntıdır.

Dert Belli, Derman Belli...

Madem ki bu dünyanın geçiciliğini de kabul ediyoruz.... Bir an gelir de nereye ait olduğunu bilmez bir şekilde bakarsın ya… Evin neresidir, yurdun neresidir, nereye aitsindir bilmez durursun ya… Ya etrafındakilere bakışların… Kimdir bunlar, ne işleri var hayatımda dersin ya... Kimisini sever, kimisinden nefret eder, bazen de düşman olursun ya… Yaşananları hazmedemez, gözün artık bir şey görmez ya… Nefes aldığın dünyanın yabancısı haline gelirsin ya… Söylenir… söylenir… durursun da bir türlü cevap bulamazsın ya… Gün gelir artık yeter! der, pes eder, yaşamayı bile reddedersin. Akut bir hastalığın pençesinde ve bilinmeyenleri beklemekte her nefes alış. Yıllarca geçmek bilmeyen ve aslında tedavi edilememiş bu yorgunluk vicdan aynasında durmadan kah bir tarafa savurur, kah öte tarafa. Hepimizin yaşamımızın herhangi bir anında hissettiğimiz, kimimizin cevap bulabildiği, kimimizin de kaybolup gittiği anlardır bunlar. Ya bir şeylere sarılırız kendimize itiraf bile edemediklerimizi gizlemek içi

Her Şeyin Hayırlısı Olsun En Hayırlı Zamanda

Kendinizin bile unuttuğu hayalleriniz vardır düşüncelerinizin kenarlarında köşelerinde.Sonra bir gün bir şey olur ya da biri çıkar karşınıza ve o gizlilere ittiğiniz hayallerinizi/yapabileceklerinizi ama ertelediklerinizi hatırlatır size.Bir hamle yaparsınız ve adım atarsınız hayalinizi gerçekleştirebilmek için.Ve olmaz...Bir şeyler yine engel olur ve hayaliniz yine arkalara itilmek üzere çekilir sineye...Belki bir süre sonraya gerçekleşecektir ya da hiç bir zaman gerçekleşmeyecektir.Bir şekilde gerçekleşmemiştir, siz inanmış olsanız da gerçekleşeceğine...Vardır bunda da bir hikmet dersiniz ve bütünü göremediğiniz için yine sessizliğe bürünürsünüz kalbiniz buruk.Her şeyin hayırlısını ,hayırlı olacağı zamanda isteyen de sizsinizdir ve beklersiniz...Umudunuzu da hayalinize katarak...

Piknik Dediğin Kalabalık Olacak

 Hafta sonunu bekledik gezeriz diye ama Cumartesi rüzgar sayesinde kapı dışarı çıkamadık. Biz de bu gününü pikniğe giderek geçirdik.Ya siz öyle pikniğe gittik lay lay lom havama bakmayın kalabalık olmayınca pikniğinde tadı fazla çıkmıyor.Ben alışmışım kalabalık sülalede yaşamaya onun için sakin bir şekilde piknik yapmak garip geliyor bana:) Bizde, piknik de mangal da bir ordu insanla olur.Etler kapış kapış olur ki mangalın keyfi çıksın.Ne o öyle tabaklar, çatallarla ve sukûnet piknik ortamında .Böyle durumlar bozar bizim ortamı :)  Pikniğe her gidişimde,köydekiler aklıma gelince çok gülüyorum.Bizde koyun 5 dakika da kesilir 10 dakika da yüzülür sonrası mangal :) Karikatür sülaleyiz vesselam..Hem öyle et dediğin tabak görmeyecek, direk havada kapılıp mideye inecek,yoksa tadı çıkmıyor  :) Sonracığıma kalabalıkta içecekler ancak lokmalar boğazda takılı kalınca hatırlanacak :) Hatta bazen et pişmeyecek ve mangalın başındaki ''olsun bu etler az pişmiş güzeldir''diye koca bi

Salata ;)

Gecikti benim dışarı çıkmam..Ben de bir kaç şey karalayıp çıkayım dedim..şöyle oradan buradan yazayım bir şeyler bakayım -Sevdiğim insanların ,sevdiceğimin biraz geveze biraz şımarık ve çok zeki olması çok hoşuma gidiyor.Kavga etsek bile içinde zekice şeyler oluyor sıkılmıyorsun ;) Gerçi kavga esnasında elimde ne var ne yoksa kafasına fırlatmak istediğim de oluyor ama neyse:) -Bir de içten içe gıcık olmama rağmen yüz yüze bakmak zorunda kaldığım kişilerin olması ne sinir bir durum.Gerçi öylelerinden elimden geldiğince uzak durmaya çalışıyorum ama işte bazen karşılaşmak zorunda kalıyorum...Ya sabır deyip aynen onlar gibi yapıyorum ve sırıtıyorum... -Bir de , yazılarımdan dolayı benim çok çok genç sananlar oluyor buna da şaşırıyorum arkadaşlar.Ben çocuk değilim hatta genç bile değilim ;) Bakmayın siz benim kafama estiği gibi yazıp karalamama aslında ben ağır başlı, sessiz sakin biriyimdir (artık kaçınız buna inanırsa!) -Samimiyet benim hem en iyi yanım hem de zaafım sanırım.Samimi ol

İnsan İyi Yöne Doğru Değişmeli,Yerinde Saymamalı!

''Bir insan yedisinde neyse yetmişinde de o'' sözü sanırım gerçekten doğru.Gerçi iyi yönleriyle değişmiyorsa bu artıdır ama eski yönleriyle bu böyleyse insan büyük bir ziyandadır.Ciddi anlamda sinirleniyorum bu duruma.Bir insan on yıl önceki kötü davranışını hala yapıyorsa bir adım ilerlememiştir hayatta diye düşünüyorum. Dedikodu bir hastalık öyle ki; alışan kişi  bir süre sonra yakınlarının, hatta akrabalarının ve aile bireylerinin hakkında bile boş konuşmaya başlıyor.Buna şahit olunca inanın midem bulanıyor insanlardan.Her kim olursa olsun...Bir insan nasıl olur da akrabası ya da sürekli yüz yüze bakacağı insanlar hakkında olur olmaz,kötülüğüne konuşabilir.Onu zora sokacak davranışlarda bulunabilir..Anlamakta güçlük çekiyorum,anlamıyorum anlamak da istemiyorum zaten o tür kişileri ve davranışları. Sabah ne güzel sakin sessiz hastalığımı dinlenerek geçirmeye çalışıyordum ;kısa bir telefon konuşmasından sonra duyduklarım yüzünden resmen tepemin tası attı.İnsanl

Ben İşte..

İnsanlardan ben de herkes kadar şikayet ediyorum.Aslında şikayet etmek ne kadar büyük bir ayıp biliyorum.Önce şikayet edip bik bik bik söyleniyorum sonra da pişman oluyorum ''Ne konuşuyorsun,sen ne biliyorsun doğruyu yanlışı, sanki sen çok mükemmelsin, bütünü göremiyorsun gördüğün kadarıyla ne şikayet ediyorsun..''diye bir güzel kızıyorum kendime.Gerçi kızıyorum da ne oluyor bir gün oluyor bakıyorum yine birilerinden/bir şeylerden şikayet ediyor buluyorum kendimi...Uslanmaz biriyim ben ... Bu şikayetlerimiz arasında güzellikler de oluyor.Hatta kızdığım insanlardan bile güzellikler görebiliyorum.Evet evet bazen yapıyorum böyle güzel şeyler.Bir de kendi kusurlarımı düşününce başkalarının kusurlarına sıra gelmiyor ,size de tavsiye ederim bunu.Bazen zor da olsa kızdığım insana iyilik yapıyorum.Bana adım atmayana ben adım atıyorum -bunu da nadiren yapıyorum itiraf edeyim-ama adım atmayana adım atmak size iyi geliyor kim olduğunuzu unutmamak adına, inanın!... Mutsuzluk

Bir Yerlerde Yanlışlar Yapılmış!

Haberleri izlemeyi sevmiyorum -kimse sevmiyordur eminim-onun için mümkün olduğunca uzak aralıklarla izliyorum.Gerçi internet olduğu için haberlerden uzak durmam biraz zorlaştı ama en azından görüntülerinden uzak kalmış oluyorum.Bu haliyle bile canım yanıyor... Eskiden de her şey bu kadar kötü müydü merak ediyorum ? Şimdi her şeyi anında görebiliyoruz,dünyanın diğer bir ucundaki haberlerden anında haberimiz oluyor, zulümler canlı yayınlanıyor.Depremler,seller,savaşlar artık canlı yayınla veriliyor.Şehit haberlerini anında alıp canlı yayında izliyoruz.Artık her şeyden haberimiz oluyor.Benim asıl gördüğüm şu;Dünya hep acıyla dolu.Yaşam denen şey mutluluk (ki bu da tartışılır) ile beraber acılarla devam ediyor.Ve acılar mutlulukların üzerinden atlamış gidiyor.. Ve acı çekenlerin çoğu da zengin olmayan insanlar!..Ezilen hep ''zengin olmayan''insanlar..Para önemli değil deniyor ya bence para bu Dünyada rahat yaşamak için olmazsa olmaz olmuş durumda.Hep ezilen yoksullar.

Yalancı!

Kimse kimseyi kandıramaz belki kısa süreliğine yanıltır .Kim yalan ruhla tanıtırsa kendini asıl kaybeden kendisidir..Kandırdığını sanan asıl kendini kandırır, bilmese de bunu...Her yalanla insanlığından kaybeder durur da devam eder kendini yok etmeye...Böyle bir insanın beni kandırmış/yanıltmış olmasının ne önemi olur ki, kendisini/aslını yok etmesi yanında...

Teyzeler Şiir Yazarsa !

Akan gözyaşlarını kimler silecek Katil teröristler yetmez mi artık Akan kanlar bir gün sel olacak Bu vatana kinler bitmez mi artık! Terörist mi doğdunuz sizler anadan Bizi de yaratmış sizi Yaratan Hepimizin yurdu bu vatan Vatana kininiz bitmez mi artık Analar yavru dedi,evlatlar babam.. Eşler çaresizdir halleri yaman Kalmamış sizlerde din iman Bu ahlar sizleri tutmaz mı artık Havasını soluyup, suyunu içtiniz Nice yiğitlere kurşun saçtınız Bu vatana ne çok işler açtınız Yaradan hesabın sormaz mı artık! Doğru mudur gittiğiniz bu yollar? Hesabın soracak mahşerde kullar Tetikleri çeken o eller Cehennem ateşi tutmaz mı artık! Not :Bilenler bilir benim çocuklarla ve yaşlılarla aram pek bir iyidir.Hele ki ağzı dualı,sevimli,tatlı dilli yaşlılarla çok daha iyidir :) Severim onları onlar da beni sağolsunlar..Meryem Teyze de o sevdiklerimin listesinde ilk sıralarda yer alır.Pek sever şiir yazmayı kendisi.Her güne bir şiir yazardı önceleri maşaallahı var.Bu gün yine bu şiiri yazmış okudu,ben

Mehmet Erdem-Hakim Bey

Son zamanlarda severek dinlediğim bir şarkı.Entersan bir ses enteresan da bir şarkı ama güzel :)